Tiroid bezi, kişilerin hormonlarının sağlıklı şekilde salgılanmasından sorumlu bir bezdir. Tiroid bezi bireylerin kas sisteminin düzgün çalışması, faaliyetlerinin istenilen düzeyde yerine getirilmesinde görevlidir. Aynı zamanda Tiroidin kalbin çalışması, beyin ve sinir sisteminin sağlıklı şekilde gelişimi, kemik sağlığının korunması açısından oldukça önem rolleri üstlenmiştir. Tiroid bezi, hormonların düzenli ve etkili şekilde çalıştığında bireylerin mutluluk hormonları yüksektir ve depresyon, bunalım gibi ruhsal olarak çökme problemleri yaşanmaz.
Vücudun sistemli ve düzenli bir şekilde çalışması için hormon ve salgılara ihtiyaç duyulur. Bu salgıların az ya da çok salgılanması çeşitli hastalıkların ortaya çıkmasına neden olur. Bu nedenle kişiler vücutlarında çeşitli hastalık belirtileri gözlemlediğinde mutlaka uzman doktora gitmeli ve güvenilir bir laboratuvarda tahlillerini yaptırmalıdır. Hormonların yeterli şekilde çalışmasından tiroid bezi sorumludur. Aynı zamanda tiroid rahatsızlıkları meydana geldiğinde ilk etkilenen organ ise bağırsaklar olarak bilinir. Kişiler sıklıkla kabızlık ya da ishal gibi problemler yaşıyorsa bunun nedeni tiroid hastalıkları olabilir.
Tiroid bezi, vücudun boyun bölgesinde bulunan ve hormonlardan sorumlu bir bez olarak bilinir. Tiroid bezi iki lobdan oluşur ve görünümü kelebeği andırır. Aynı zamanda tiroid bezinin ağırlığı yetişkin bir kişide ortalama olarak 18 ile 25 gram arasında değişmektedir. Tiroid bezi, metabolizmanın çalışma oranını etkiler ve T3 ile T4 hormonlarını sağlayarak beyin ve kalp sağlığını etkiler. Bu nedenle tiroid rahatsızlıklarında belirtiler kişilerin algılayabileceği şekillerde ortaya çıkar.
Vücudun sağlıklı ve sistemli şekilde çalışabilmesi için salgı ve hormonlara ihtiyaç duyulur. Bu hormonların düzenli şekilde çalışabilmesi ise Tiroid bezinin sorumluluğundadır. Dolaşıma katkı sağlayan ve hormonların yeterli kadar üretilmesini sağlayan T3 ve T4 hormonları vücudun sağlıklı olmasına katkı sağlar. Tiroid bezinin görevleri şunlardır:
Tiroid nodülü, tiroid bezinin iç kısmında bulunan yuvarlak ve farklı büyüklükteki yumrular şeklinde olan kitlelere verilen isimdir. Birçok tiroid yumruları zararsız ve kötü huylu değildir. Bunun için tedavilerde genellikle ilaç kullanılır ve tiroid bezinin daha iyi şekilde çalışmasına destek olunur. Nodüller genellikle dışarıdan bakıldığında ya da baskı uygulandığında fark edilmez. Ancak 5 cm’den büyük ve 10 cm’e kadar olan tiroid nodüllerinde kanser risk oranı barındırır. Bu nedenle geç kalmadan bireylerin tedavilerine başlanmalıdır. Tiroid nodülleri riskleri şunlardır:
Nefes almada zorluk, hormonsal olarak ruh değişimlerinin fazla olması ya da metabolizma ile ilgili sorunlar olduğunda nedeni tiroid nodülleri olabilir. Bu durumda bireyler güvenilir, deneyimli bir hekime görünerek muayene olmalı ve gerekli tetkikleri yaptırmalıdır.
Ülkemizde 40 yaşından sonra tiroid hastalıkları yaygınlıkla görülmeye başlanır. İyot azlığı ve içme suyunda bulunan iyot oranının yetersizliği dolayısıyla nodüller oluşur. Gelişen teknoloji ile birlikte nodüllerin iyi ya da kötü huylu olduğu tiroid ultrasonu ve yapılan tetkikler sonucu hızlı şekilde öğrenilebilir. Bireyler tiroid nodülünün olup olmadığını anlamak için şunlara dikkat etmelidir:
Tiroid hastalıkları, yaşanılan alan ve tüketilen gıdalara göre ortaya çıkar. Özellikle tiroid rahatsızlıkları vücuda alınan iyot oranlarına göre değişmektedir. Tiroid hastalıklarını tetikleyen ve kitle oluşup büyümesine neden olan faktörler şunlardır:
Yukarıda sayılan faktörlere maruz kalan kişiler belirli aralıklarla uzmana görünmeli ve istenilen aralıklarla kan tahlili ve tiroid ultrasonuna girerek kontrolü sağlayabilir.
Trioid bezinin az çalışması durumunda vücut fonksiyonlarında belirli değişimler gözlemlenir. Aynı zamanda tiroid bezi az çalışmasında ortaya çıkan hastalık hipotiroidi olarak isimlendirilir. Bu gözlemlerin en sık görülenleri şunlardır:
Yaşanılan alanlarda ve tüketilen gıdalarda yüksek oranda iyot bulunması tiroidin yükselmesine neden olur ve tiroid hastalığının ortaya çıkmasında etkilidir. Tiroidin çok çalışması durumuna hipertiroidi adı verilir. Hipertiroidi belirtileri şunlardır:
Tiroid bezi az ve çok çalışmasına göre farklı hastalıklara neden olur. Hastalığın kaynağı ise bireylerin vücutlarına alacağı iyot oranlarına bağlı olarak değişmesidir. İyot fazlalığı olduğunda tiroid bezi fazla çalışır ve hipertiroidi hastalığı meydana gelir. İyot azlığında ise hipotiroidi hastalığı ortaya çıkmaktadır. Bunun haricinde farklı tiroid hastalıkları mevcuttur. Tiroid hastalıkları şunlardır:
Tiroid bezinin çok çalışmasından dolayı vücutta oluşan rahatsızlığa hipertiroidi adı verilir. Erkeklere göre kadınlarda görülme sıklığı daha fazladır ve hormonların dengesinin değişmesine neden olur. Graves hastalığına sahip olan kişilerin birçoğunda hipertiroidi hastalığı bulunur. Boğazda nodüllerin oluşmasına neden olarak kişilerin zor nefes almasına neden olabilir.
Tiroid bezinin daha yavaş çalışmasını sağlayarak hormonların az miktarda üretilmesi ve dolaşıma katılmasına neden olur. Bu nedenle yeterli miktarda üretilmeyen hormonlar nedeniyle hipotiroidi hastalığı bulunan bireyler mutsuz, depresif ve yorgun hissedebilir. Daha yavaş hareket eder ve metabolizmalarının yavaşlamasına neden olabilir. Hashimoto hastalığına sahip olan kişilerde hipotiroidi hastalığı görülebilir. Bu hastalığın tedavisi hafiftir ve kontrol altına alınabilir.
Hashimoto hastalığının diğer adı kronik lenfosittik tiroit hastalığı olarak ismi geçer. Yetişkin bireylerde daha sık görülür. Vücutta bulunan ve kişileri hastalıklara karşı koruyan bağışıklık sisteminin kendine saldırarak zarar veren sistemi ifade eder. Tiroid bezine saldırarak hormonların üretilmesine etki eder ve üretimin azalmasına neden olarak bireylerin hastalanmasına neden olabilir. Bazı vücutlarda çok şiddetli şekilde belirtileri olmasa da bazı durumlarda farklı hastalıkların semptomlarını göstererek gizli şekilde vücutta uyarı verebilir.
Tiroid bezinin fazla çalışması, iyot tüketiminin ve oranına maruz kalınması durumunda en uç noktada guatr hastalığı ortaya çıkar. Aynı zamanda bağışıklığın yanlış sinyal alıp tiroid bezine saldırması durumunda graves hastalığı ortaya çıkar. Bu hastalığı diğerlerinden ayıran nokta ise semptomları daha belirgindir ve genetik bir hastalık olarak bilinir. Stres, sigara ya da uyuşturucu kullanan yetişkin kadınlarda görülmesi daha yaygındır.
Tiroid bezinin düzensiz şekilde salgılanarak sisteme en çok zarar veren hastalık olarak guatr olarak bilinir. Guatr hastalığının nedeni ise kişilerin az miktarda iyot eksikliğidir. Bu nedenle bireyler iyot ihtiyacını besinlerden düzenli şekilde alarak tiroid bezinin aktif şekilde çalışmalarına yardımcı olur. 40 yaşından sonra bireylerde görülme riski vardır. Aynı zamanda farklı ilaçların kullanımı, sigara kullanımı, hamilelik, çok fazla radyasyona maruz kalma guatr hastalığına yakalanma riski bulundurur.
Nodüller, tiroid bezinin üzerinde büyüyen kistler olarak bilinir. 5 cm’e kadar olan nodüller çoğunlukla zararsız olan kitler olarak bilinir. Ancak boyutlarının büyümesi ve bu nodüllerin dağılması tehlikeli bir boyut alabilir. Bu nodüller bazen sıvı ya da katı olarak dolu olabilir. Birçok kişinin tiroid bezinde nodül bulunur ancak boyutları küçük ve zararsız olduğu için farkında olunmaz. Nadir de olsa nodüller kötü huylu olabilir ve kişilerin yaşam kalitesini olumsuz şekilde etkileyebilir. Kişiler boğazlarında baskı, ağrı, seslerin çatallaşma ya da kısıklık sorunu yaşarsa kötü huylu nodüllerden kaynaklı olabilir. Bu semptomlar saptanırsa en kısa sürede uzmana görünmek gerekir.
Tiroid krizi, kan tahlili ile ortaya çıkar. Özellikle T3 ve T4 değerlerinin çok yüksek ya da düşük olması durumunda kişi tiroid krizine girebilir. Bunu fark edebilmek zor olsa da belirgin ve kişinin yaşamını olumsuz etkileyecek belirtileri söz konusudur. Tiroid kriz belirtileri şunlardır:
Tiroid hastalığına sahip olan kişiler ya da belirtileri gösteren bireyler uzmanlar tarafından boğaz bölümleri hekimler tarafından elle muayene edilir. Özellikle tiroid bezinin bulunduğu alanlar muayene edilir ve nodül olup olmadığı kontrol edilir. Bunun yanı sıra kan tahlilleri istenir. Bu tahlillerde T3 ve T4 değerleri, TSH oranları incelenir. Aynı zamanda kan tahlilinde tiroid antikorlarına bakılır ve bağışıklık durumu kontrol edilir. Nodül olup olmadığı ultrason ile bakılır ve gerekirse biyopsi yapılır. Tiroid hastalıkları genel olarak iki sınıfta toplanır ve bu sınıfa göre tedavi uygulanır. Tiroid hastalıkları sınıflandırmaları ve tedavileri şunlardır:
Tiroid hastalıkları için endokrinoloji, dâhiliye, genel cerrahi, iç hastalıkları yani dâhiliye bölümleri incelemektedir. Önemli hastalıklarda birkaç bölüm ortak olarak inceleyerek hastayı tedavi etme yoluna gidebilir. Özellikle bireyler belli bir yaşın üzerinde ise diğer bölümler ve endokrinoloji bölümü ile tiroid hastalıkları tedavi edilir.
Tiroid hastalığı tespit edildikten sonra ilaç ile tedavi ya da ameliyat ile tedavi sonrasında iyileşme dönemi tamamlandıktan sonra tekrar kilo alımı gerçekleşir. Aynı zamanda kilo alımının yanı sıra hastalarda hızlı şekilde kilo artışı da görülebilir. Hormonlar düzenli çalışma sistemine tekrar geldiğinde metabolizma hızlı çalıştığından hızlı ve etkili şekilde kilo verme işlemi gerçekleştirilebilir.
Tiroid hastalığına ve kişinin bünyesine bağlı olarak tiroid tedavi süreci değişkenlik gösterir. Hormonlara bağlı olarak değişen ve sürekli düzensiz çalışan tiroid bezinin düzgün çalışabilmesi için gerektiğinde ömür boyu ilaç tedavisi uygulanabilir. Tablet, vitamin takviyeleri ya da kapsüller sayesinde tiroidin sistemli hale gelmesi sağlanır. İlaç, takviye alınırsa mutlaka uzmana danışarak alınmalı ve tedavi süreci riske atılmamalıdır.
Kahve, çay, yoğun çikolata tüketiminden kaçınmak gerekir. Aynı zamanda ıspanak, brokoli, soyalı ürünler, lahana, hardal, şalgam gibi besinler iyot emilimini baskılayarak tiroid hastalıklarına neden olabileceği için dikkatli şekilde tüketilmelidir.
Tiroid hastaları kilo kontrolünü sağlama ve hormonların sistemli şekilde çalışmasına yardımcı olmak için beyaz ekmekten uzak durmalıdır. Bunun yerine tam buğday ekmeği, kepekli ekmek tüketilebilir. Aynı zamanda tiroidi az çalışan kişiler olabildiğince muz, patates gibi gıdalardan uzak durmalıdır.